//-->

MFÖ

BASINDA MFÖ

M.f.ö Yıllanmış Şarap Gibi..
Ezgi Başaran / NTV /  12 Eylül 2002

http://www.ntvmsnbc.com

19 Ağustos— Seksenlerde yüzünü batıya dönmeye başlayan Türk aydınını peşinden sürükleyen MFÖ, “Türkiye’nin Beatles’ı” yakıştırmasını “teşbihte hata olmaz” şeklinde yorumluyor. “Biz güzel parçaya meraklıyız” diyen grup yeni bir albüm için çalışmalara başlamış.30 yılı müziklerle şarkılarla geride bırakan ve bu süreçte Türkiye’de sanatçı olarak kalmaya çabalayan üç ayrı ses. Mazhar, Fuat, Özkan... Uzun bir ayrılıktan sonra tekrar biraraya gelen ve turneye çıkan grup, son olorak Antalya’da hayranlarıyla buluştu. Üçlü ile konser öncesinde kısa bir söyleşi yaptık.
Seksenlerde yüzünü batıya dönmeye başlayan Türk aydınını peşinden sürükleyen MFÖ, “Türkiye’nin Beatles’ı” yakıştırmasını “teşbihte hata olmaz” şeklinde yorumluyor. “Biz güzel parçaya meraklıyız” diyen grup yeni bir albüm için çalışmalara başlamış.

1995’te çıkardıkları son albümleri “Mazeretim Var”dan sonra asabiyeti bir kenara bırakan MFÖ’nün, Türkiye’ye dair artık sadece “umudu var”.
Turne-konserler nasıl gidiyor? Sahne performansınızdan memnun musunuz?

Özkan Uğur: Kendi sahne performansımızdan çok memnunuz.

Fuat Güner: Çünkü kulaklıklarımız var. Gerçekten tekniğe çok önem veriyoruz. İyi sound çıkarmaya çalışıyoruz. Çünkü kendi çaldığımızdan en önce biz zevk almalıyız ki karşı tarafa da bu böyle gitsin. Dolayısıyla konserler çok iyi gidiyor, çok iyi bir teknik ekiple çalışıyoruz.

Özkan: Bir de çala çala parçalar daha iyi oturuyor, uzun zamandır da böyle çalmıyorduk, epeydir de turneye çıkmamıştık.

Mazhar: Bir de artık 30 yılın sonunda sesler şarkılar içinde tek ses gibi oturmuş. Prozodiler... Geçen gün Özkan söylüyordu: Yıllanmış şarap gibiyiz diye. Hakkaten onu ben bile hissediyorum sanatçı olarak.

Türk popüler müziği sizinle başladı, ve 80’lerde yüzünü yeni yeni batıya dönmüş Türk aydını-entelini peşinizden sürüklediniz- şu andaki dinleyici kitlenizi nasıl buluyorsunuz, aynı kuşağın devamı mı?

Mazhar : Valla çok enteresan. Bizim kendi kuşağımız geliyor yanında çocuğuyla geliyor, çocuğu da bizim parçaları biliyor. Şimdi benim yaptığım solo albümle genç kuşakla yeniden bir ilişki kuruldu.
Şu son 5 yılda bir albüm yapmadığımız için genç jenerasyonla bir kopukluk oldu fakat bizim kuşağımız çocuklarına dinleyin bu müziği mi dedi artık ne dediyse gidiyoruz üniversitelere onbinlerce kişi klibi olmayan bir parçaya ezbere biliyorlar, biz de iftihar ediyoruz.

Fuat: O zaman bizim hayranlarımız kendi çocuklarına bizim parçalarımız dinleterek büyütmüşler ki heralde...

Mazhar:
Biz de Beatles dinletirdik ya, onun gibi birşey.

Kendinize yapılan Türkiye’nin Beatles’ı yakıştırmasına katılıyor musunuz?

Mazhar: Yani teşbihte hata olmaz. Türkiye’nin Beatles’ı olarak görülebilir.

Özkan: Vokalli müzik yaptığımız için heralde öyle söylüyorlar.

Mazhar: Yani Türkiye’nin en dağılmayan cinsi olduğumuz için de olabilir. Yani belki Rolling Stones’dan da uzun zamandır…

Özkan: Evet yani 30’yılı da geçtik.

84’te Ele Güne Karşı’yla başlayan albüm serüveniniz bu aralar niye çok durgun-eskiden nerdeyse her sene, yada 2-3 senedir bir albüm yapıyordunuz, ama artık albümlerin arası çok açıldı-sebebi nedir-çok mu titizsiniz, yoksa piyasa sizi yoruyor mu?

Mazhar: Eskiden o yarış atı gibi bizi her sene para makinası gibi gördükleri için ve biz bir CD’de birçok hit’i olan bir grupken bunları 2’ye 3’e indirdiler. Her sene plak yapılmaz, böyle birşey olmaz.

Özkan: Yani biz besleniyoruz, ruhumuzu besliyoruz.

Mazhar: E şarkı kolay mı yapılıyor canım...

Fuat: Ben de tam onu diyecektim. 15 20 tane beste yapacaksın ki arasından 10 tanesini seçip albüm yapıcaksın. E biz senede 20 tane beste yapan adamlar değiliz. Senede 3-4 tane yapınca mutlu oluyoruz.

Mazhar: Valla açık söyliyim: Piyasada kendimizi özellikle bekletmek, özletmek gibi böyle prodüksiyonsal planları yapılmıyor.

Yaptığınız her albüm bence o dönemin özelliklerini fazlasıyla taşıyordu özünde...hatta söz konusu dönemlerin iklimini birebir yansıtıyordu...Vak the rock, Mazeretim var Asabiyim ben...Türkiye’nin şu çok karışık siyasi hayatı, hafif muğlak günleri MFÖ süzgecinden nasıl geçer / bu aralar yapsanız nasıl bir albüm çıkar?

Mazhar: Geçenlerde bir gece Fuatların stüdyosunda bir session yaptık. Çok memnun olduk yeni bişiler geleceğini anladık.

Mazhar: Rock değil, bu kez çok daha farklı dünya müziğine doğru gidecek bir hal gördük.

Özkan: Soundların üzerinde biraz daha fazla durucaz.

Fuat: Bence şu ana kadar hiç bir zaman Mazhar Fuat Özkan’ın şu tarz diye bir tarza bağlı kalmadı. MFÖ’nün kendi tarzı var bana sorarsan... İçinde rock’ı da, reggea’si de, rap’i de, balladı da olan bir stilimiz var bizim.

Mazhar: Doğru.

Fuat: Güzel parçaya meraklıyız, sözüyle müziğiyle bir değer ifade eden parçanın peşindeyiz.

Her birinizin farklı alanlarda bireysel çalışmaları var. İlk başta birbirinize bu özgürlüğü tanımak MFÖ için riskli gibi görünmedi mi size?

Fuat: Biz bunu birbirimize sürpriz yaparak yapmadık ki. Kendi aramızda konuştuk. Yani biz çok konuşuruz yani şöyle yapalım, böyle yapalım diye.
Mazhar: Ama yani birbirimizden çok da izin falan almadık, o anlamda diil. Biz bunu aramızı bozcak birşey gibi görmedik. Şimdi de bakıyorum çok faydalı olmuş.

Bugün 8 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol